>

CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN, SONSUZ OLSUN…

CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN, SONSUZ OLSUN…

Kurtuluş ve kuruluşun kadim kenti İzmir’den Cumhuriyetimizin 100. Yılını selamlamanın onurunu yaşıyoruz.

Yoksulların zaferiyle taçlanan, Milli Mücadele’nin bittiği, farklı bir ifadeyle kuruluşun tüm ülkeye ve dünyaya haykırıldığı İzmir…

Savaşın duman ve külleri hâlâ İzmir körfezinin ufkunu kaplarken, 2 Şubat 1923 günü, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısıyla toplanan Kadınlar Kongresi’nin kenti İzmir…

17 Şubat – 4 Mart 1923’te genç iktisat vekili Mahmut Esat (Bozkurt) Bey’in önerisi, Gazi Paşa’nın olurları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) desteğiyle toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nin kenti İzmir…

XX. Yüzyılın başında, kendi köyünden öteyi vatan bilmeyen 13.5 milyon yoksul köylüler ülkesindeki tüm üretici ve yaratıcı güçleri, yani tüccarları, çiftçileri, sanayicileri, işçileri bir araya toplayan ve kurulacak olan devlet ve onun yönetim şekli Cumhuriyet için yeni bir ‘modus vivendi’nin oluşumundaki temel harç olan 302 adet Kongre kararının İktisad Esaslarımız başlığıyla kitaplaştırıldığı kent İzmir…

İzmir’deki Türkiye İktisat Kongresi’nin 302 adet kararın hülasası, Gazi Mustafa Kemal tarafından, 8 Nisan 1923’te, TBMM’ne, Dokuz Umde Bildirisi olarak takdim edilmiş ve bu bildiri kurulacak devletin ve ilan edilecek Cumhuriyetin kurucu iradesinin partileşmiş hali olan Halk Fırkası’nın ilk programı olacaktır / olmuştur.

Bizler, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu BASİFED olarak yukarıda özetlediğimiz, kurulacak Cumhuriyetin esaslarının İzmir’de kararlaştırıldığının bilinci ile bu kadim kentin bir kurumu ve toplumsal / tarihsel mirasın takipçisi olarak, Cumhuriyetimizin 100. Yılını büyük bir saygı ve derin bir minnetle kutluyoruz.

Bilindiği üzere Cumhuriyet, Osmanlı İmparatorluğu’nun fetih ve fütuhata dayalı özgüven mirasını geride bırakarak, üretime dayalı özgüvenin bu toprakların çocuklarına / yurttaşlarına yaygınlaştırılması için büyük bir toplumsal dönüşüm başlatmış ve bunu on beş yıl gibi kısa bir sürede başarmıştır.

Bu büyük toplumsal dönüşümün taşıyıcı kolonu, stratejik bir tercihle sanayileşme olarak seçilmiş ve Anadolu coğrafyasındaki kurtuluş mücadelesinin çoban ateşi yerleşimler, fabrika bacalarının aydınlattığı bahtı değişen şehirlere dönüşmüştür.

Kuvayı Milliye’nin komuta karargâhı, bozkırın Ankara’sının, Cumhuriyetin kalbi, devrimin başkentine dönüşümünde kadim kent İzmir ve İzmirliler hep Ankara’nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Cumhuriyet kadrolarının yanında olmuş ve yol göstericiliğini kılavuz bilmiştir.

Kuruluş döneminin ilk altıncı yılını tamamlarken Cumhuriyet, ABD’nde başlayan kapitalizmin büyük krizi, yani 1929 Dünya İktisadi Buhranı’nın etkilerini erkenden fark ederek bu krizi fırsata çeviren birkaç ülkeden biri olmuştur.

Dünya İktisadi Buhranı derinleşirken Cumhuriyet Yönetimi, 22 – 23 Nisan 1930’da, Ankara’da, bu ülkenin ilk Sanayi Kongresi’ni düzenleyerek sanayileşme stratejisini ve yol gösterici yatırım planlamasının sektörel önceliklerini belirlemenin ilk adımını atmışlardır. İşte bu Kongre’ye kadim kent İzmir, İzmir Sanayiciler Birliği’nin 20 maddelik önerilerini kapsayan bir teknik raporla katılmıştır.

Türkiye Sanayileşmek Mecburiyetindedir” şiarını her fırsatta gündemde tutan Cumhuriyet yönetimine o dönemde destek olan İzmirli Sanayici ve İş İnsanlarının takipçisi BASİFED birinci yüzyılın tarihinin aynı zamanda halkın gelişme ve kendini dönüştürme destanı olduğunun farkındadır. BASİFED, Atatürk’ün manevi miras olarak bıraktığını ifade ettiği “akıl ve bilim” i düstur kabul ederek Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da gayretlerini artırarak sürdürmeyi Cumhuriyetimize bir borç ve ödev olarak görmektedir.